//-->
Sitemize Hoşgeldiniz...

Masum-Genc |

Ergen ile iletisimin Bes Anahtari

1. "Seninle Gurur Duyuyorum"

Bu söz, ergenin özsaygı geliştirmesine yardımcı olur.Genelde bu başarıyla bağlantılı bir cümledir, ancak ergenin başaramadığı zamanlarda bunu duymaya daha fazla ihtiyacı olacaktır. Buradaki "gurur", anlam olarak sevgiye çok yakındır. Annenizle babanız ya da bir öğretmeniniz, "Seninle gurur duyuyorum" dediği zaman ne kadar mutlu olduğunuzu anımsıyor musunuz? Sizi beğenmelerinden kaynaklanan güzel duygular, herhalde kalıcı bir etki bırakmıştır. Ebeveyninizin davranışlarınızı ya da başarılarınızı övdüğünü çok ender duymuş da olabilirsiniz. Öyle görünüyor ki, pek çok ergen artık bu mesajı duymuyor.

Anne babalar, ergen çocukları için standartlarını çok yüksek tutmaya dikkat etmelidirler. Ergen, onların takdirini kazanmak için her zaman en yüksek notu alması gerektiğini düşünürse, onların yalnızca başarıyla ilgilendikleri ve bir insan olarak kendisini umursamadıkları kanısına varabilir. Sonuç olarak, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktan vazgeçebilir. Bazı üstün yetenekli ergenlerin idare edebilecek notlarla yetinmelerinin nedeni belki de budur.


Bence anne-babalar ergen çocuklarını oldukları gibi kabul edip harcadıkları içten çabaları takdir etmeli; onları başkalarıyla karşılaştırmamalı ya da "Hep 'pekiyi' almalısın" gibi keyfi standart­lar belirlememelidirler. Bir insanın çocuğuyla gurur duyması, alı­nan notlara, kazanılan derecelere, ya da seçkin bir gruba girmeye hak kazanmasına bağlı olmamalıdır.

"Seninle gurur duyuyorum" sözü, şu durumlarda ergenlere söylenmelidir:


Kişisel bir hedefe ulaşmak için fazladan bir çaba harcamayı seçtiğinde ,Yaşıtlarının baskısının üstesinden gelip, kendi başına karar vermeyi seçtiğinde ,Yanlışlarından ders alıp tekrar deneme azmini gösterdiğinde ,Doğal yeteneklerini sonuna kadar kullandığında

Ergenler, günlük performanslarına değil, nasıl biri olduklarına bağlı olarak, mecazi anlamda bankada bir onay hesapları olsun isterler. O zaman, başarısızlığa uğradıklarında bu özsaygı bankasından bir miktar çekebilirler. Ergenler en çok gereksinim duydukları anlarda ebeveynlerinden onay alamazlarsa, onu çok yanlış yerlerde aramaya başlayabilirler.

Daha küçük yaştaki bir çocuğunuzu her gün on beş dakika piyano çalması için etkileyebilirsiniz. Çocuğunuzu uzun süre ısrarla çalıştırıp parçayı öğrenmesini sağlamış olsanız bile, ilk parçasını çaldığında onunla gurur duyarsınız. Çocuğunuzun sizin onayınızla uyarılan başarma duygusu, ileride kendi kendini şevklendirmesini sağlayacak olan, içten gelen arzuyu yaratacaktır.

Aynı taktik ergenlere de uygulanabilir. Otoritelerini koruyan anne-babalar, ergen çocuklarının hareketlerini etkileme gücüne sahiptir. Ebeveynlik otoritesi, disiplin ve olumlu motivasyonu dik­katlice kullanarak, ergenlerinde olumlu nitelikler ve daha iyiye ulaşma anlayışını yaratmaya çalışmalıdırlar. Bu yöntem işe yaradığında ise, sanki her şeyi kendi başına yapmış gibi, çocuğa "Seninle gurur duyuyorum" diyebilirler. Ergenler yanlış kararlar verdiklerinde, ellerinden geleni yapmadıklarında, onlarla gurur duymanız zor olabilir. Yine de, sevginizi asla esirgememelisiniz.

Bir ergen başarısızlığa uğradığında "Asla bir yere varamayacaksın," demeyin. Bu gibi basit bir dil sürçmesi, onu çok fazla incitebilir. Aslında bu, "Bir insan olarak beni hayal kırıklığına uğrattın" demektir. Bu tür düşünceler, özsaygıyı yıkar ve ilerleme çabası için gerekli olan motivasyonu söndürebilecek bir kalıcılık taşır.

Genellikle sevilme duygusuna, başarılı dönemlerden çok, ba­şarısızlık dönemlerinde gereksinim duyulur. Ergenlerin özgüvenlerini yeniden kurup tekrar denemeleri için, başarısız olduklarında anne-babaların onları kabullenmeleri gerekir. Şu ayrımı aklınızda tutmaya çalışın: Davranışını onaylamasanız da, bir insanı kabul edebilirsiniz. "Seninle gurur duyuyorum" mesajı uygun olmadığın­da bile, ergen çocuğunuzu bir insan olarak onaylayabilirsiniz. Sizi düş kırıklığına uğratan şeyin yalnızca hareketleri olduğunu, sözle­rinizle açıkça belirtin.

Sizin, "Seninle gurur duyuyorum" mesajınız, çocuğunuzu daha yüksek hedefler belirlemesi için cesaretlendirecek ve bunlara eriş­me isteğini besleyecektir. Onun özsaygısını artıracak ve gereken güveni verecektir

2."Bana Herhangi Bir Nedenle Gelebilirsin, Ben Her Zaman Dinlemeye Hazır Olacağım."

Ergenler bu mesajın önemli olduğunu düşünürler, çünkü bir sorun ya da yanlış anlama olduğunda ilk ve en zor adımın atılabile­ceği; yani ebeveynlerine seslerini duyurabilecekleri konusunda on­lara güvence verir. Bir ebeveynin dinlemedeki başarısızlığı, ergenin içine kapanmasının başlıca nedenidir. Ebeveynler sık sık, fai­kında bile olmadan olumsuz dikkat alışkanlıklarına kapılırlar. () zaman, söylenebilecek pek çok şeyi kaçırmış olurlar:

Dikkatinizi bölmeden verin. Yani, yemek yapmayı, gazete okumayı, televizyon izlemeyi ya da başka şeyler düşünmeyi bırakıp çocuğunuzun söylediği şeyler üzerinde yoğunlaşmaksınız. Dinlemeye çalışırken konuşmayın. İyi bir dinleyici hep ko­nuşmaz. Empatiyi iletmenin en iyi yolu bazen bilinçli bir sessizlik ve yoğun dikkattir.

Tam anlamıyla orada olun. Ergenler en zor dönemlerinden geçerken, "yanlarında olan" ebeveynler isterler. Açık görüşlü olun. Ergenler, fikirleri çılgınca ya da etraflıca düşünülmemiş olsa bile, kendilerini gülünç bulmayacak an-ne-babalar isterler. Bir fikrin olgun bir bakış açısıyla nasıl algılan­dığına değil, on üç-on beş yaşında olmanın nasıl bir şey olduğuna odaklanan anne-babalar isterler. Anlama isteğiyle dinleyin. Ergeninizi tam olarak anlamayı kendinize amaç edinin ve bu amaca ulaşmaya odaklanın.

Bu şekilde dinlediğiniz zaman, tek bir söz söylemeksizin moral gücü veren mesajlar iletirsiniz:

"Benim için önemlisin." "Senin ilgi duyduğun şeylere önem veriyorum."  "Senin düşüncelerini, görüşlerini dinlemekten zevk duyuyorum."  "Seni seviyorum."

İyi dinleyici olmanız, ergen çocuğunuzun konuşma isteğini artırır. Karşılıklı saygı ve güven yaratır. "Bana herhangi bir nedenle gelebilirsin..." demek, aranızdaki bağı kuvvetlendirmenin yanı sıra, bu bağın en zor anlarınızda bile sürmesi için gereken temeli oluşturur. Etkin bir şekilde dinleme becerilerinizi geliştirdiğinizde, çocuğunuz da daha iyi dinlemeyi öğrenecektir. Bunun evinizdeki konuşmaların niteliği üzerindeki olumlu etkisini bir düşünün.

3. "Seni Anlamak İstiyorum".

"Ebeveyn olmak, çıkmaza girmek gibi bir şey olmalı. "Kuşak farkı" hakkındaki önyargılarımızı duyuyorsunuz. Bazen kendimizi savunmak için sizi anlayışsızlıkla suçladığımızı seziyorsunuz. Bazen anlayışla anlaşmayı bir tuttuğumuzu keşfediyorsunuz. Bizlerle iletişim kurmanın zor olmasına şaşmamak gerek.

Anne-babalar, ergen çocuğunuzun sizi idare etmesine izin vermeyin. Anlayışsızlıkla suçlanıyorsanız, ondan anlamanıza yardımcı olmasını isteyin. Ona, "Anlamak istiyorum. Biraz daha anlat. Ne hissediyorsun?" deyin.

Aynı fikirde olmadığınızı düşünüyorsanız, söylediği şeyleri onu tatmin edecek şekilde tekrar belirtin ve sonra kendi görüşünüzü tekrarlayın. Şöyle söylemeniz gerekebilir: "Ne yapmak istediğini ve bunu neden yapmak istediğini anladığımı sanıyorum. Anlama­dıysam da, anlamak istiyorum. Ama bana öyle geliyor ki, bizim so­runumuz yanlış anlamaktan değil, aynı görüşte olmamaktan kaynaklanıyor."

Her ergen benzersiz olsa da, hepsi belli mutsuz duyguları pay­laşıyor gibidir: engellenmişlik hissi, başarısızlık, aşağılık duygusu, yalnızlık, dışlanma, sevilmeme. Elinizden geldiğince duyguyu ta­nımlamaya çalışın ve sonra, tahmininizin doğru olup olmadığını sorun. "Kendini engellenmiş mi hissediyorsun?" ya da "Anladığım kadarıyla, kabul edilmediğini hissediyorsun, öyle mi?" diye sorun.

Tam olarak kavramamış olsanız da, ona karşı anlayışlı olmayı sürdürürseniz, büyük olasılıkla duygusuna ulaşmanız için size yar­dım edecektir. Ergenin hissettiği şeyleri tanımlayamasanız bile, en azından o, sizin anlamak için elinizden geleni yaptığınızı bilecektir. Bu süreç, yalnızca durumu daha iyi anlamanızı sağlamakla kalmayıp, yeterli çaba ve sebatı göstermeye çalıştığınız ve mutlu bir çözüm için, ya da en azından her ikinizin de kabullenebileceği bir çözüm için, bazen tatsız çatışmaları göze aldığınız mesajını iletecektir.

Uyarı! Hiçbir zaman, "Ne hissettiğini tam olarak anlıyorum!" demeyin. Bu, duygularımızı hafife almak ya da soruna acele bir çö­züm bulmaya çalışmak gibi olur. Bu durumda, "Hayır, anlamıyorsun. Sen, ben değilsin. Bütün olayı bilmiyorsun. Ne hissettiğimi tam olarak anlaman mümkün değil!" şeklinde karşılık verebiliriz.

Ergen çocuğunuzu anlamaya çalışırken üç hedef belirlemeniz size yardımcı olacaktır:

Anlama isteğinizin onun tarafından anlaşıldığına emin olun. Bir kanıya varmadan önce, ergen çocuğunuzun sözlerinin veya isteklerinin ardındaki gerekçeleri keşfetmek için zaman harcayın. Kendi ergenlik döneminizdeki hislerinizi anımsayarak empatiyle dinleyin.

4. "Sana Güveniyorum."

Ebeveyninin güvenini kazanmak çoğu ergen için önemlidir:

Anne-babaların güven beslemekten çekinmelerinin bir nedeni; ergenlerin geçmişte, bu güveni kendi çıkarları doğrultusunda kullanmış olmalarıdır.

Ergenler, güven gerektiren durumlarda zamanla bilgi ve deneyim kazandıkça, onlara olan güveninizin yavaş yavaş artacağını söylemenize gereksinim duyarlar. On üç yaşındaki çocuğunuzun araba kullanmasına elbette güvenemezsiniz, çünkü yasa dışı olması bir yana, onun muhakemesine güvenmeniz için gereken deneyimden yoksundur.

Anne-babalar kendilerini bilirler. Baştan çıkaran şeylerin gücü hakkında mutlaka birinci elden deneyimleri olmuştur. Üstelik henüz hazır olmadığınız zamanlarda olumsuz baskıya boyun eğmenin ne kadar kolay olduğunu da bilirler. Bu, anne-babaların çocuklarına sınırsız güven duymalarını engeller. Aslında çocuklarının baştan çıkıp olgunluk düzeylerini aşan durumlara girmelerine meydan verselerdi, görevlerini yapmamış olurlardı.

5. "Seni Seviyorum."

Dr. William Glasser Reality Therapy (Gerçeklik Terapisi) adlı kitabında, akıl hastalıklarının temelinde iki temel gereksinimin en­gellenmesini görüyor; sevme ve sevilme gereksinimi.2 Bunların çok önemli olmasına karşın, ebeveynler sevgi iletişimini bilinçli bir amaç haline getirmeyi unuttukları için, bazen sevgi gösterme -ay­nı zamanda alma- fırsatını kaçırıyorlar. Yine de bizim anketimize göre, gerek erkekler gerekse kızlar, anne-babalarından duymak is­tedikleri mesajlar içinde en büyük önemi buna veriyorlar.

Sağlıklı aile ilişkilerinde sevgi en önemli unsurdur. Yüksek sesle ve sıkça söylenen "Seni seviyorum" sözü, kim olduğumuzu ve neden doğduğumuzu bilmemize yardım eder. Bir genç, ebeveyni­nin sevgisinden emin değilse, diğer dört mesaj hiçbir anlam taşı­maz. Ergenlerin, sevginin iletildiğini ve gösterildiğini hissetmeye ihtiyaçları vardır. Sevildikleri onlara hiç söylenmezse, bundan nasıl emin olabilirler? Anneleriyle babaları onlarla birlikte vakit geçirmiyorsa, sevildiklerini kesin olarak nasıl bilebilirler?

Bazı anne-babalar maddi armağanlar vererek sevgi gösterdik­lerini sanabilirler. Bunları vermekte bir tatmin duygusu bulabilirler, ama sonra, çocukları minnet göstermezse, ya da tatmin olmuş görünmezse incinirler. Sorun şu olabilir; ebeveyne açıkça bir sevgi ifadesi olarak görünen şey, ergen tarafından sevginin yerini alan bir şey olarak görülebilir. Bir oğul, babasının ona yeni bir olta alması yerine, zaman ayırıp onunla balığa çıkmasını tercih edebilir. Bir kız, annesinin sokağa fırlayıp onu son moda giysiler almaya gö­türmesi yerine, mutfak masasında sakince oturup sohbet etmesini yeğleyebilir. Ergen çocuğunuza sevgi göstermenin yolu şudur:

Z-A-M-A-N.

Ergenlerinize maddi armağanlar vermek, yiyecek ve barınma sağlamak, sayısız yoldan saygı göstermek de yetmez. Tek başına sözcükler yeterli olmaz. Ergen çocuğunuzla zaman geçirmeye; ba­lığa çıkmaya, birlikte alışverişe gitmeye, onu iyice dinlemek için zaman ayırmaya istekli olduğunuzun kanıtını da göstermeniz gere­kir.

Sevgi sabırlıdır, sevgi inceliktir... Kaba değildir, kendini gözet­mez, çabuk öfkelenmez, yanlışların sicilini tutmaz ... daima ko­rur, daima güvenir, daima umut eder, daima sebat gösterir

Sabır; ergenin aklındakileri söyleyip bitirmesine.izin vermek­tir. Kasıtsız hatalara kızmamaktır. Ergene büyümesi için zaman tanımaktır.

incelik; ergen çocuğunuzu, en iyi arkadaşınızı dinler gibi dinleyip onunla konuşur gibi konuşmaktır. Bu, gülümsemenizden anlaşılır, açıkça gözlerinize yansır. Empatiden kaynaklanan bir şey­dir.

Kaba olmamak; nezaket göstermektir. Bağırmayı, ergeninize kötü sözlerle hitap etmeyi ya da aşağılamayı reddetmek demektir. Çabuk kızmamak ise gerektiğinde kararlı olmak, ama hakaret et­memek demektir. Kendine hâkim olmaya yeterince dikkat etmek­tir. Kendi hatalarını hatırlamak demektir.

Yanlışların sicilini tutmamak; ergenin geçmişte yaptığı hataları sürekli yüzüne vurmamak demektir. Affetmek ve unutmaktır.

Korumak; sınırlar koymak ve erdemli bir karakter yaratmak demektir.

Güvenmek; hata yapma özgürlüğünü tanımak ve yeniden başlamak için cesaret vermek demektir.

Umut etmek; hak edilmediği zamanlarda bile koşulsuz sevgiyle davranmaktır.

Sebat göstermek; bir ebeveyn olarak işin sonuna kadar arkasını bırakmamaktır.

Gördüğünüz gibi, ilk dört mesaj önemlidir ama sizin çocuğunuza olan sevginize dayanır. Ergen için beş mesajın hepsi de önemlidir, ama en önemlisi sevgidir.

İstediğiniz gibi bir ilişki kurabilmenin temel taşları, ergenin size söylediklerini dinlemek ve onun endişelerini geçerli ve önemli görmektir. Size nasıl davranılmasını istiyorsanız siz de onlara öyle davranmalısınız. Onların destek, onay ve güven isteklerini görmezden gelirseniz, sizin olgunluk, sorumluluk ve iletişim taleplerinizi ciddiye almalarını nasıl beklersiniz? Eğer dinlerseniz, iletişim kanallarını açık tutmak için güçlü ve şevkli bir müttefik edinebileceğinizi göreceksiniz.

İlişkiler çaba ister. Bu, evlilikte de, dostlukta da, ebeveynlikte de geçerlidir. Ebeveyn/ergen ilişkisi daha da fazla çaba gerektirebilir, çünkü ergen büyüdükçe ve daha fazla özgürlük kazandıkça, sürekli değişir.

Yetişkinliğe giden bu yol çok engebeli olabilir ve ebeveynlerin çaresizliğe kapılıp bu ilişki uğruna çaba harcamaktan vazgeçmesi kolaydır.



Bu Tasarım Osman Talay
Tarafından Yapılmıştır.







Yazı Ekle





Yazı Ekle





Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol